Öksürük, hırıltılı solunum, nefes darlığı ve göğüste sıkışma belirtileriyle ortaya çıkan astım, kronik bir hastalık. Ancak ilaçları doğru kullanarak, atakları tetikleyen etkenlerden uzak durarak ve hekimin tedavi planına sadık kalarak sağlıklı bir yaşam sürmek mümkün.
Anadolu Sağlık Merkezi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hişam Alahdab önemli bilgiler verdi.
Son yıllarda görülme sıklığı giderek artan hastalıklardan biri olan astımın özellikle gelişmiş toplumlarda artışı daha hızlı seyrediyor. Astım hastalarının sayısında gözlenen artışın nedenlerine ilişkin ortaya atılan hipotezlerin başında, sosyo-ekonomik durum değişikliği ve çevre kirliliği geliyor. İyi haber, çocukluk çağı astımlarının yaklaşık yüzde 80’i erişkin çağa gelindiğinde kendiliğinden ortadan kayboluyor.
Amerika ve Avrupa’da yapılmış olan çalışmalar astım görülme sıklığının çocuklarda yüzde 2-15 ve erişkinlerde ise yüzde 2-5 arasında dağılım gösterdiğini ortaya koyuyor. Astım görülme sıklığı ülkemizde ise şehirler ve bölgeler arasında önemli farklılıklar gösteriyor. Genelde kıyı kesimleri, şehirler, büyük metropoller ve düşük sosyo ekonomik yaşam koşullarında daha sık görülüyor. Çocuklukta erkeklerde, erişkin dönemde kadınlarda da biraz daha sık rastlanıyor. Türkiye’de yapılan ulusal erişkin astım görülme sıklığı çalışması oranı %8,1 düzeyinde tespit edilirken, çocuklarda bu oran %6-13% aralığında görülüyor.
“Akciğere havayı taşıyan, hava yollarının mikrobik olmayan müzmin iltihaplanması” olarak tanımlanan astım, toplumda hiç de azımsanmayacak oranda görülüyor. Türkiye’deki çocuk astımlı sayısı 1.5 milyonu, yetişkin astımlı sayısı ise 6 milyonu buluyor.
Astımda yakınmalar tekrarlayıcı ve nöbetler halinde oluyor. Gece ortaya çıkması veya artış göstermesi sık rastlanan bir bulgu. Hafif yakınmaların kendiliğinden gerileyebilmesi mümkün olmakla birlikte alerjenler, ilaçlar, soğuk hava, tahriş edici ağır kokular, enfeksiyonlar bu yakınmaların tekrar ortaya çıkmasına neden oluyor.
Astımda tedavinin amacı; semptomların kontrolü ve kontrolün devamının sağlanması, atakların önlenmesi, yaşam kalitesinin bozulmasının önlenmesi. Nefes yolula ile kullanılan inhaler tedaviler tüm yaşlardaki çocuklarda ve erişkinlerde astım tedavisinin temel taşını oluşturuyor. Tüm hastalara inhaler tedaviyi etkin bir şekilde uygulamaları öğretilebilir. İnhalasyon yöntemi seçilirken etkinliği, maliyeti, güvenliği, kullanım kolaylığı, uygunluğu ve hastanın yaşının dikkate alınması gerekiyor. Kontrol altında olmayan astım büyümeyi olumsuz yönde etkiliyor.
İlaçların hekim kontrolünde sabit dönemde geçici olarak kesilerek gereklilik halinde ilaç kullanımına geçilmesi mümkün ama bunun için doğru zamanlama önemli; erken ilaç kesilmesi astımın kontrolden çıkmasına sebep olarak tedavi başarısızlığı ile sonuçlanabilir. Astım hastasına tedavi ile ilgili eğitim verilmesi gerekiyor.
ASTIM HASTALIĞI İLE İLGİLİ DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR
Gebelikte astım ilaçlarının kullanımı bebeğe zarar verir: Astım ilaçlarının gebelikte kullanımı güvenlidir, bebeğe zarar vermez. Astmatik bir gebenin ilaçlarını kullanmayarak atak geçirmesi bebeğin oksijenlenmesinin bozulmasına sebep olarak bebeğe ciddi zarar verebilir.
Astmatik hastalar spor yapamaz: Kontrol altındaki astım kişide semptoma neden olmaz. Bu sebeple astmatik kişilerde spor yapmaya kısıtlama getirmek önerilmemektedir. Fakat egzersizle tetiklenen özellikli bir astım alt grubu mevcuttur ki bu grupta doktor onayı ile, özellikle aktivite öncesi ilaçlarını kullanarak, kontrollü egzersiz yapılması önerilmektedir .(örneğin bir astmatik bir atletin maraton öncesi ilacını kullanması, klorla tetikelenen astımı olan bir yüzücünün havuza girmeden ilaçlarını kullanması gibi)
Astım ilaçları bağımlıklık yapar, akciğerlere hasar verir: Astım ilaçlarının bağımlılık yapıcı etkisi yoktur. Astım kronik bir hastalık olduğu için tedavisinde kullanılan ilaçların uzun süre kullanımı gerekebilir. İlaçların doz değişikliği veya kesilme kararı hekime bırakılmalıdır.
Astımın aşısı vardır: Astımın değil alerjinin aşısı vardır: Alerji aşıları, ancak belli bir yaş grubundaki ve az sayıda alerjene karşı alerjisi olan hastalarda uygulanır. Aşı uygulama kararı ancak bir alerji uzmanı tarafından verilmelidir. Aşı sadece belli bir alerjene karşı kişinin duyarlılığını ortadan kaldırmak yoluyla etkir halbuki astım alerjik olmayabileceği gibi; alerjik astımlarda da sadece aşı tedavisi asla yeterli olamaz. Her durumda öncelikle kişinin astımı yani havayolu hastalığı tedavi edilmelidir.
Kortizon çok zararlıdır, ne olursa olsun kullanılmamalıdır: Astım kontrolünde toz veya sprey şeklinde kullanılan düşük dozlardaki kortizonun büyük bölümü bronş duvarı düzeyinde kalır. Bu nedenle toplumda iyi bilinen ve korkulan sistemik kortizon kullanımının yan etkileri astım ilaçları ile görülmez. Şiddetli ataklarda damar yolundan veya ağızdan kısa süreli kortizon kullanımı hayat kurtarıcıdır ve kısa süreli kullanımlarda da önemli yan etkiler beklenmemektedir.
BİR ASTIM HASTASININ ASLA YAPMAMASI GEREKENLER NELERDİR?
1. Sigara içmeyin. İçiyorsanız da, bırakmak için yardım alın.
2. Hava kirliliğinde olmayan yaşam ortamları seçmeye çalışın.
3. Alerjiniz olduğunu bildiğiniz önlenebilir alerjenlerden uzak durun.
4. Güçlü kokuları evden uzak tutun. Parfümlü sabun, şampuan veya losyonlardan kaçının. Tütsülerden uzak durun.
5. Astımlı kişinin yatak odasında özel düzenlemeler yapın. Toz tutacak halı, kilimleri kaldırın. Tüylü koltukları, minderleri ve fazla yastıkları kaldırın. Yatak takımlarınızı toz geçirmeyen nevresim takımları ile kaplayın. Çarşaf ve nevresim takımlarını sık sık, çok sıcak suda yıkayın ve güneşte kurutun.
6. Evinizdeki havayı temiz ve taze tutmak için pencereleri sık açın.
7. Astım ilaçlarını kendiniz kesmeyin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder