Son yıllarda birçok
markanın, kısa ve uzun vadede satışlarını arttırmak için çocuklara yönelik pazarlama
faaliyetlerine hız verdiği görülüyor. Birincil hedef kitlesi çocuklar olmayan
markalar bile geleceğe yatırım yapmak için çocuklara yöneliyor ve çocukların
aklına yerleşebilmek için uğraşıyor. Bugünkü ve gelecekteki varlığını garanti
altına almak isteyen bazı markalar ise çocuklara yönelik pazarlama
stratejilerine anne karnındaki dönemden itibaren başlıyor.
Doğduğu andan itibaren
TV karşına oyalansın diye oturtulan bu kitle, bilinçli ya da bilinçsiz olarak
birçok markanın mesajına maruz kalıyor ve küçük yaştan itibaren bu markalarla
ilişki kurmaya başlıyor.
18 aylık bir bebek, McDonald’s’ın renklerini
tanıyor, 36 aylık bir bebek yaklaşık 100 marka logosunu ayırt edebiliyor ve 10
yaşındaki bir çocuk yaklaşık 300-400 markayı ezberleyebiliyor. (Lindstrom 2011)
Nüfusun % 24,6’sını oluşturan 0-14 yaş arasındaki bu çocuklar, ailelerinden aldığı harçlıklarla alışveriş yapma özgürlüğüne sahip olan bireyler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu büyük pazardan pay almak isteyen markalar da çocukları ayrı bir hedef kitle olarak görmekte, bu pazara yönelik strateji geliştirmektedir.
Çocuklar
ebeveynlerinin satın alma kararları üzerinde etkili olmak için bir takım
taktikler de geliştiriyor; bazen ebeveynleriyle pazarlık ederek, bazen markette
rezalet çıkararak, bazen de ebeveynlerinden gizli market arabasına ürün atarak
satın alma üzerinde etkili oluyor. (Lindstrom 2011)
Bugünün Çocukları
Yarının Müşterileri
Profesör Peter Hepper’ın araştırmasına göre, annelerinin hamilelik boyunca izlediği dizinin jeneriğini duyan bebeklerin huzursuzluğunun azaldığı ve kalp atışlarının hızlandığı görülmüştür. (Lindstorm 2011)
Lindstorm, Filipinler’de oldukça popüler olan şekerleme markası Kopiko’nun, pediyatristlere bu şekerlemelerden ulaştırarak, kadın doğum servislerine gelen anne adaylarına dağıttırdığını aktarıyor. Daha sonra ise markanın yeni ürünü olan ‘Kopiko şekeri tadındaki kahveyi’ üreterek piyasaya sürdüğünü, özellikle çocuklar arasında ürünün muazzam ilgi gördüğünü ve Kopiko kahvesi verilen bebeğin mucizevi bir şekilde sustuğunu söylüyor.
Pazar payının büyüklüğü, ebeveynlerinin satın alma kararları üzerindeki etkileri ve tüketici tercihlerinin anne karnından itibaren şekillenmeye başlamasının fark edilmesiyle, markalar bugünkü ve yarınki varlıklarını garanti altına almak için çocuklara, hatta anne karnındaki ceninlere yönelik pazarlama faaliyetleri gerçekleştirmeye başladı.
John D.R. göre de
bireylerin tüketici olarak sosyalleşmesi aile içinde meydana gelmekte ve bu
sosyalleşme 3 aşamadan geçerek gerçekleşmektedir.
Buna göre; 3-7 yaş
evresi, çocukların algılama evresidir. Bu yaş aralığındaki çocuk marka adlarını
fark eder ve ürün kategorileri ile eşleştirmeye başlar. 7-11 yaş aralığındaki
çocuk analitik evrededir; sahip olduğu ürünün sosyal anlamını ve önemini
öğrenir, marka
farkındalığı ise önemli ölçüde gelişir. 11-16 yaş aralığındaki
çocuk ise düşünceli evrededir; markalar ve sembolik tüketim hakkında sofistike
bir anlayış seviyesine ulaşır. (Koç 2007)
Küçük Tüketicinin
Büyük Pazar Payı
Elden ve Ulukök
çocukların kendilerine yönelik tüketimlerde; tüketim biçimlerini ve marka
tercihlerini belirleyebilen ekonomik bir varlık olduğunu ifade etmektedir.
TÜİK verilerine göre; 2013 yılı sonunda Türkiye’nin toplam nüfusu 76 milyon 667 bin 864 kişiye ulaştı. Bu nüfusun 18 milyon 849 bin 814’ü 0-14 yaş arasındaki çocuklardan oluşmaktadır.
TÜİK verilerine göre; 2013 yılı sonunda Türkiye’nin toplam nüfusu 76 milyon 667 bin 864 kişiye ulaştı. Bu nüfusun 18 milyon 849 bin 814’ü 0-14 yaş arasındaki çocuklardan oluşmaktadır.
Nüfusun % 24,6’sını oluşturan 0-14 yaş arasındaki bu çocuklar, ailelerinden aldığı harçlıklarla alışveriş yapma özgürlüğüne sahip olan bireyler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu büyük pazardan pay almak isteyen markalar da çocukları ayrı bir hedef kitle olarak görmekte, bu pazara yönelik strateji geliştirmektedir.
Peggy Orenstein,
Cindrella Ate My Daughter adlı kitabında, 6-9 yaş aralığındaki kızların yarısının
düzenli olarak dudak parlatıcısı kullandığını, 8-12 yaş grubundaki kızların
kozmetik ürünlerine ayda 40 milyon doların üstünde para harcadığını
belirtmektedir.(Lindstorm 2011)
Ebeveynlerin Satın
Alma Kararına Çocukların Etkisi
Hedef kitlesinde
çocuklar olmadığı halde çocuklara yönelik pazarlama faaliyetleri gerçekleştiren
markaların nedenlerinden biri çocukların, ebeveynlerinin satın alma kararları
üzerindeki güçlü etkisidir.
James U. Mcneal bu
durumu şöyle açıklamaktadır; “Spontane yapılan gıda alışverişlerinin yüzde 75’inin arkasında anne
babasının eteğine yapışan bir çocuk bulunuyor. Gıda maddesi alan annelerin
yarısı, bunu sırf çocuğu istediği için yapıyor. Bir çocuğun içinde bir isteği
tetiklemek, bütün ailede aynı şeye yol açıyor” (Lindstrom
2011)
Gülden ve Ulugöz
ABD’de NBC tarafından yapılan bir araştırma sonucuna makalelerinde şu şekilde
yer veriyor; “5-6 yaşındaki çocukların %60’ı okuma yazma bilmedikleri halde bir
meyve suyunu, markasını söyleyerek ve bu marka üzerinde ısrar ederek
istemektedirler. Her 5 anneden 3’ü çocuklarının isteğini karşılamak amacıyla
kullandıkları markalardan vazgeçmektedir”.
Araştırmalara
göre 7 yaşına geldiğimizde marka tercihlerimizin çoğu beynimize işlenmiş
oluyor. (Lindstrom 2011) Çocuklara yönelik pazarlama faaliyetlerinin önem
kazanmasının bir sebebi de geleceğe yatırım yapmak isteyen markaların tohumları
erkenden ekmek istemesidir. Markalar erkenden uyguladıkları bu pazarlama
stratejileriyle çocukların aklına yerleşip gelecekteki sadık müşteri kitlesini
yaratmayı hedeflemektedir.
Helsinki’deki
İleri Araştırma Merkezi’nden Minna Huotilainen, ceninlerin bellek oluşumunda
müziğin güçlü bir role sahip olduğunu, annenin dinlediği müzikten etkilenen
ceninin de ileride bu tür müziği tercih edeceğini aktarıyor. Bu yüzden anne
karnında dinlenen reklam cıngıllarının çocuğun ileriki
yaşamında marka tercihlerini etkileyebileceği söylenmektedir.Profesör Peter Hepper’ın araştırmasına göre, annelerinin hamilelik boyunca izlediği dizinin jeneriğini duyan bebeklerin huzursuzluğunun azaldığı ve kalp atışlarının hızlandığı görülmüştür. (Lindstorm 2011)
Lindstorm, Filipinler’de oldukça popüler olan şekerleme markası Kopiko’nun, pediyatristlere bu şekerlemelerden ulaştırarak, kadın doğum servislerine gelen anne adaylarına dağıttırdığını aktarıyor. Daha sonra ise markanın yeni ürünü olan ‘Kopiko şekeri tadındaki kahveyi’ üreterek piyasaya sürdüğünü, özellikle çocuklar arasında ürünün muazzam ilgi gördüğünü ve Kopiko kahvesi verilen bebeğin mucizevi bir şekilde sustuğunu söylüyor.
SİS
İnternational Research’ün 2035 çocuk ve yetişkin üzerinde yaptığı araştırma
sonucuna göre gençlerin %56’si çocukluktan hatırladıkları markaları tercih
ediyor. Gelecekte sadık bir müşteri kitlesi oluşturmak isteyen güçlü markalar
da bu fırsatı değerlendirmeye çalışıyor. Örneğin Gillette geleceğin potansiyel
müşterisi olacak çocuklara yönelik bir pazarlama faaliyeti gerçekleştiriyor ve
liseden mezun olanlara, “Yetişkinliğe Hoş Geldin” paketi yollayarak tüketicinin
şimdiden aklına girmeyi hedefliyor. (Lindstorm 2011)
SonuçPazar payının büyüklüğü, ebeveynlerinin satın alma kararları üzerindeki etkileri ve tüketici tercihlerinin anne karnından itibaren şekillenmeye başlamasının fark edilmesiyle, markalar bugünkü ve yarınki varlıklarını garanti altına almak için çocuklara, hatta anne karnındaki ceninlere yönelik pazarlama faaliyetleri gerçekleştirmeye başladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder