30 Nisan 2012 Pazartesi

Çocukları Bahar Alerjisinden Korumak İçin Neler Yapmalı?


Merkezi ABD'de bulunan SPARK Eğitim ve Araştırma Vakfı Başkanı Prof. Dr. Güngör Eroğlu, Türkiye'de bahar alerjisinin görülme sıklığının yüzde 10 olduğunu belirterek, bahar alerjinin ilk tedavisinin korunma olduğunu, hastaya mümkün olduğu kadar polenlerden kaçınmasını önerdiklerini söyledi.
California, Colorado, Eyalet ve Tulane üniversitelerinin tıp fakültelerinde 35 yıl çalıştıktan sonra ABD'de SPARK Eğitim ve Araştırma Vakfı'nı kuran Prof. Dr. Güngör Eroğlu, yaptığı açıklamada, baharla birlikte çimen, ot, çiçek ve ağaçların çiçek açmaları ile birlikte polenlerin atmosfere yayıldığını, sonunda ağız, burun, göz ve akciğerlere kadar ulaştıklarını anlattı.

Bahar alerjisinin, doğuştan alerjik bünyeye sahip olan kişilerde görüldüğünü belirten Eroğlu, polenlerin alerjiyi azdırdığını söyledi. Polenlerin burun akıntısı ve tıkanmasına, göz yaşarmasına neden olduğunu, deride döküntü, kızarıklık ve kaşıntı meydana getirdiğini, egzamayı arttırdığını ve astımı azdırdığını kaydeden Eroğlu, bahar alerjisinin mevsimsel olduğunu, bahar mevsiminde gelip geçtiğini dile getirdi.

İlkbaharda polenlerden, bahar sonu ve yaz başında çayırlardan, sonbahara doğru da yabani otlardan kaynaklı alerjiler görüldüğünü belirten Eroğlu, mevsimsel alerjilerin ilkbahar, yaz ve sonbaharda ortaya çıktığını, kışın da enfeksiyonların mevcut alerjik durumu tetiklediğini anlattı.

Türkiye'de bahar alerjisinin görülme sıklığının yüzde 10 olduğunu belirten Eroğlu, kişi neye alerjisi olduğunu bilirse korunmasının daha kolay olduğunu söyledi.

Bahar alerjisinin ilk tedavisinin korunma olduğunu vurgulayan Eroğlu, “Bahar alerjisini geçici olarak tedavi etmekten yanayız. O nedenle hastalara 'Pencere ve camları kapayın, polenler evlere kadar girmesin' diyoruz. Hastaya mümkün olduğu kadar polenlerden kaçınmasını öneriyoruz. Alerjisi olan kişinin rüzgarlı bir havada parkta dolaşmasının hiçbir anlamı yok. Bu, alerjiyi korkunç şekilde azdırıyor” dedi.

Eroğlu, korunma dışında alerjinin olumsuz etkilerini bertaraf etmek için kullanılan ilaçlar olduğunu ifade ederek, hastaya test yapılarak, alerjinin neden kaynaklandığının bulunabildiğini ve buna uygun bir tedavi yöntemi uygulandığını söyledi.

Test sonucunda kişinin hangi ağaca ve bitkiye alerjisinin olduğunun ortaya çıktığını belirten Eroğlu, “Bu durumda hastaya 'Senin çayırla, kavakla, çam ağacıyla, söğütle problemin var. İlkbahar geldiğinde dikkat et' diyoruz” diye konuştu.

Yıl boyu süren alerjilerde, semptomlarından çok rahatsız olan kişilere aşı önerdiklerini dile getiren Eroğlu, şöyle konuştu:
“Aşıyı ne zaman yapıyoruz? Önce test yaparak, hastanın neye alerjisi olduğunu buluyoruz ve buna uygun aşıdan yaparak, alerjisini ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Aşı tedavisi her zaman başlayabilir. Alerji aşısı grip aşısı gibi değil. Önce ayda iki, sonra bir kez yapılan aşının faydasını görmek için 2-3 yıl devam etmek gerekiyor. Alerji tedavisinde aşı en son çare. Tıp, alerji aşılarının etkisinin daha kısa sürede görülmesi için çalışıyor. Uzmanlar, daha etkili ve kısa sürede sonuçlar veren aşılar üzerinde çalışıyor. Bahar alerjisi kaçınılmaz ama korunmak mümkün.” Güngör Eroğlu, Türkiye'de alerji aşısı üretilmediğini, talebin Avrupa ülkelerinden karşılandığını bildirdi.

"KUŞ TÜYÜ BİLE ALERJİYE NEDEN OLUYOR"
 Mantarlar, ev tozu, küf, hamam böceği, kuş tüyü, evcil hayvanlar, nem, kuru havanın da alerjiye neden olduğunu belirten Eroğlu, “Bahar alerjisinde en çok polenler sebep oluyor. Kişi, alerjik bünyeli ise her türlü alerjene maruz kalabilir” dedi.

Alerjinin çok yaygın kullanıldığını ama her durumun alerji olmadığını vurgulayan Eroğlu, şöyle devam etti:
“Her şey alerjen değil, irritandır. Kokuya olan alerji değil, irritandır. 'Çocuğum öksürdü' diye doktora gidiyorsunuz, hemen 'alerji' diyor. Alerji, çok sık görülmeyen ama çok fazla konulan bir teşhis. Biraz da tıp dünyası materyalizme kaydığı için testleri de sık yapmaya başladılar. Testlerin belli derecesi var. Belli dozu aşarsanız pozitif sonuçlar çıkarabilirsiniz. Bu şekilde de bazı uygulamalar var. Tıbbın materyalizme kayması ile bazı zararlar görmeye başladık. Alerjisi olmayana 'Alerjisi var' diye teşhis konuluyor, test yapılmaması gerekene test yapılıyor, pozitif çıkmayan sonuç, pozitif çıkarılıyor.”

Prof. Dr. Güngör Eroğlu, alerjenlerin bölgeden bölgeye de değiştiğine dikkati çekerek, “Doğudaki bitki örtüsü farklıdır, batıdaki farklı. Bu insanlar yer değiştirdiği zaman da kendilerini iyi hissediyor” dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LINKWITHIN

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...