1 Temmuz 2012 Pazar

En Güzel Hediye Sevdiklerimize Ayırdığımız Zamandır

Genç bir adam hayatta neyin önemli olduğunu yan komşusundan öğrenir.


Telefonda annesi ona "Dün gece Bay Belser öldü .Cenazesi çarşamba günü" dedi. Hatıralar eski bir haber filmi gibi aklından geçerken sessizce oturdu.
"Jack beni duyuyor musun ?"
" Evet duyuyorum üzgünüm anne. Onu çok uzun süredir düşünmüyordum. Üzgünüm, ben O'nun uzun yıllar önce öldüğünü düşünüyordum ."
"O seni hiçbir zaman unutmadı. Ne zaman beni görse senin ne yaptığını sorardı. Her zaman senin "çitin kendisi tarafında " bu adı da o vermişti, geçirdiğin günleri anımsardı ."
"Ben O'nun yaşadığı eski evi çok severdim"
"Biliyorsun Jack baban öldükten sonra Bay Belser hayatında bir erkeğin etkisi olsun diye seninle ilgilendi"
"O bana marangozluk yapmayı öğretti. O olmasaydı ben bu işin içinde olmayacaktım. O bana önemli olduğunu düşündüğü şeyleri öğretmek için çok zaman harcadı. Anne ben cenazede olacağım "
Ne kadar meşgul olursa olsun Jack sözünu tuttu ve ilk uçakla evine gitti.  Bay Belser'in cenazesine çok az kişi katıldı ve olaysız geçti.  Çocuğu yoktu ve pek çok akrabası daha önceden vefat etmişti.
Evine dönmeden önceki gece Jack annesi ile birlikte son kere evi görmeye gitti.
Jack bir an için evin kapısında durdu. Bir an için sanki başka bir boyuta atlamış uzayda ve zamanda geziniyormuş gibi oldu. Ev hatırladığı gibiydi, her yeri, her mobilya ve her foroğraf hatıralarla yüklüydü. Jack birdenbire durdu.
"Ne oldu " diye sordu annesi .
"Kutu gitmiş "dedi Jack .
"Hangi kutu " dedi annesi .
"Küçük altın bir kutusu vardı masasındaki kilitli çekmecede duruyordu. Ben O'na binlerce kere içinde ne olduğunu sormuştum. O'nun bana verdiği tek cevap ise hayatta en çok değer verdiğim şey olmuştu."  Artık yoktu .Evde herşey o kutu dışında aynen Jack'in hatırladığı gibiydi . Belser ailesinden birinin kutuyu aldığını düşündü. "Şimdi ben onun için en değerli şeyin ne olduğunu öğrenemeyeceğim. Uyusam iyi olur anne yarın sabah erkenden uçuşum var ."
Bay Belser'in vefatının üzerinden iki hafta geçmişti. İşten eve dönen Jack posta kutusunda bir not fark etti . "İmzali paketiniz var üç iş günü içinde merkez postaneye gitmeniz gerek " yazıyordu .Ertesi gün Jack erkenden paketi almak için postaneye gitti. Küçük kutu sanki yüzyıllar önce postalanmiş gibi eskiydi. Üzerindeki el yazısını okumak zordu fakat iade adresi Jack'in dikkatini çekti. "Bay Harold Belser " yazıyordu .
Jack kutuyu arabasına götürdü ve peketin üzerindeki ipleri açtı. İçinde küçük altın kutu ve bir zarf vardı. Zarfın içindeki notu okurken Jack'in elleri titredi.

"Benim vefatımdan sonra bu kutuyu ve içindekileri Jack Bennet'e ulaştırın . Bu hayatımda en çok değer verdiğim şey."

Küçük bir anahtar mektuba bantlanmıştı.  Kalbi acıyıp gözleri yaşka dolan Jack dikkatlice kutuyu açtı. İçinden çok güzel altın köstekli bir saat çıktı. Parmaklarını yavaşça üzerinde gezdirip,  kapağını açtı . İçine bu sözler kazınmıştı.

"Bana zaman ayırdığın için teşekkürler " - Harold Belser

"En değer verdiği şey bana ayırdığı zamandı "
Saati bir kaç dakika daha elinde tuttuktan sonra ofisini arayıp önümüzdeki iki gün bütün randevularının iptal edilmesini istedi. Sekreteri Janet "Neden " diye sordu . Jack "oğlumla biraz zaman geçirmek istiyorum. Bu arada bana zaman ayırdığın için teşekkürler Janet "dedi.


Bana ayıdırdığınız zaman için teşekkürler:))))



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LINKWITHIN

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...