7-8 yaş dönemi çocuklar için oldukça önemlidir, bu dönemde çocuk sosyal benliğini keşfeder.
Bu yaş çocukları çok hareketlidir, büyük kas gelişimi küçük kas gelişimine oranla daha iyidir. Kendilerine verdikleri değer ve başkalarını etkileme açısından fiziksel yetenekler daha çok önem kazanır.
Bu dönemde çocuk okula başlamasıyla bir çok arkadaş edinir. Artık arkadaş seçimlerinde daha titiz olmaya başlar. Okula uyum sürecinde arkadaşlarının rolü büyüktür. Okulda arkadaşlık ilişkileri iyi gidiyorsa okulu oldukça severler. Ama ilişkilerinde ters giden bir şeyler varsa okula gitmek istemeyebilirler ya da gönülsüz giderler. Küçük grup oyunlarını severler, ancak bu devrede ahlaki gelişim yönünden kuralları kesin ve değişmez olarak algıladıkları için grup oyunlarında kuralların değiştirilmesine tepki verirler. Kuralların ya bozulmaması ya da sadece kendileri tarafından değiştirilmesi gibi değişmez düşünceleri vardır.
Bu dönemde arkadaşlık ilişkilerine çok yoğun ama etkisi kısa süren anlamlar yüklerler. Arkadaş ilişkilerinde kavgalar, münakaşalar çok olur. Erkek çocukların fiziksel saldırganlığı, kız çocukların ise sözel saldırganlığı daha çok yeğlediği görülür. Bu yaş dönemindeki çocuk arkadaş ilişkilerinde eleştirilere ve saldırganca tutumlara karşıda çok hassastır, kendisini kolayca üretken veya beceriksiz olarak hissedebilir. Böyle durumlarda öğretmenin mümkün olduğunca destekleyici olması, gerekli gördüğü yerlerde görgü kurallarını hatırlatıp uyarılarda bulunması gerekir. Öğretmenin çocukların yaptığı eleştirilerin rencide edici olmaması gerektiğiyle ilgili konuşmalar yapması, sorunların saldırganca bir tutum takınarak değil konuşularak çözülmesi gerektiğini belirtmesi oldukça yararlı olacaktır.
Bu dönemde arkadaşlık ilişkilerine çok yoğun ama etkisi kısa süren anlamlar yüklerler. Arkadaş ilişkilerinde kavgalar, münakaşalar çok olur. Erkek çocukların fiziksel saldırganlığı, kız çocukların ise sözel saldırganlığı daha çok yeğlediği görülür. Bu yaş dönemindeki çocuk arkadaş ilişkilerinde eleştirilere ve saldırganca tutumlara karşıda çok hassastır, kendisini kolayca üretken veya beceriksiz olarak hissedebilir. Böyle durumlarda öğretmenin mümkün olduğunca destekleyici olması, gerekli gördüğü yerlerde görgü kurallarını hatırlatıp uyarılarda bulunması gerekir. Öğretmenin çocukların yaptığı eleştirilerin rencide edici olmaması gerektiğiyle ilgili konuşmalar yapması, sorunların saldırganca bir tutum takınarak değil konuşularak çözülmesi gerektiğini belirtmesi oldukça yararlı olacaktır.
Aynı şekilde ev ortamında da yakın aile üyeleri gerekli gördüğü durumlarda çocuk için motive edici davranışlarda bulunmalı, görgü kurallarını hatırlatmalıdır. Bu yaştaki çocuklar konuşmaya çok meraklıdırlar. Bu yaş çocuklarını sınıfta öğretmenin, evde anne babanın sık sık sıraları geldiğinde konuşmaları ve sıralarını beklemeleri konusunda uyarması gerekir. Bu yaş çocukları şikayet etmeyi de çok severler. Bu onların ahlaki gelişim kurallarını katı bir biçimde algılamalarından ve davranışın arkasındaki niyeti henüz dikkate alamamalarından kaynaklıdır.
Tüm bu bahsettiklerimiz; çocuğun ben kimim, etrafımdaki bireyler kimdir,benimle onlar arasındaki mesafe nedir sorularına cevap bulmaya çalışmasının sonucu olarak olarak yaşanmaktadır. Başka bir deyişle çocuk bu dönemde toplum içindeki yerini anlamaya çalışmaktadır. Bu dönemde ailenin çocuğunu iyi değerlendirmesi ve çocuğunun karşılaşabileceği olası durumlarda uygun yönlendirmeler yapabilmesi çok önemlidir.
Çocuk okula başlamasıyla kendini sınıf, arkadaş ve oyun ortamı içinde bulur. Katıldığı bu yeni sosyal ortamlar onu grup faaliyetlerine katılmaya, arkadaşlarıyla iletişim kurmaya yönlendirir. Bu evrede temel görgü kurallarını öğrenerek büyüyen çocuklar içinde bulundukları bu yeni sosyal ortamda daha çabuk onay alır ve kabul görürler. Onay gören çocuğun aidiyet duygusu artar, özgüven duygusu gelişir, sosyalleşme sürecinde çocuğun girişken olmasına yardımcı olur. Görgü kurallarının temel eğitimi öncelikle ailede başlar. Çocuklar uygulamalı örnekleri dikkate alırlar ve taklit ederler, sözlü uyarıları çok fazla dikkate almazlar. Örneğin çocuğunuzdan bir şey istediğinizde emretmeyin ricada bulunun. Teşekkür ederim, lütfen gibi ifadeleri çocuğunuzla konuşurken de dilinizden düşürmeyin. Çocuğunuza beklentilerinizi dile getirirken neleri yapmamalarını değil, neleri yapmalarını istediğinizi söyleyin ve iyi davranışlarını övün.
Görgü kurallarının öğrenilmesinde anne babaların aralarındaki uyumda çok önemlidir. Anne babaların konulan kuralları tek taraflı olarak bozmamaları gerekir. Ailede alınan ilk eğitim dışında toplum içinde uygulanması gereken görgü kuralları da öğrenilmelidir. Toplum içinde uygulanması gereken kurallara örnek olarak şunları verebiliriz; sokağa çöp atmamak, çevreyi kirletmemek, insanlara saygılı davranmak, arkadaş ilişkilerinde paylaşımcı ve uyumlu olmak. Daha öncede belirttiğimiz gibi çocuğun bu davranışları öğrenebilmesi için, çocuğun model aldığı yakın aile üyelerinin de bu kuralları uyguluyor olması gerekir. Eğer aile üyeleri bu kuralları uygulamazsa çocuk bu davranışları içselleştiremediği için benimseyemeyecektir. İnsanlara saygı duyan, vicdan sahibi , kendisi ile barışık, duygularını kontrol edebilen, kendini ifade edebilen çocuklar ancak sağlıklı iletişim var olduğu ailelerde yetişebilirler. Görgü kurallarının öğrenilmesi için çocukların desteklenmeye ve pratik yapmaya ihtiyaçları vardır. Görgü kuralları baş başa sakin bir ortamda öğretilmelidir. Sosyal bir ortamda ise çocuğun yaptığı davranıştan dolayı uyarılması gerekiyorsa, bu çocuğu nazikçe bir kenara alarak utandırmadan yapılmalıdır.
Internetten alıntıdır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder