27 Nisan 2012 Cuma

Bana Kahveni Söyle, Sana Memleketini Söyleyeyim


Nurgül Üveysuna Özkeser, pek çok kahve sevdalısı gibi kahvenin kitabını yazmış. Hayat Yayınları'ndan çıkan 'Yeşil Çekirdekten Fincana Kahvenin Serüveni', kahveye dair her şeye yer veriyor. Yörelere ait kahve kültürleri, hikâyeler, mani, tekerleme, deyim ve atasözleri; kahveyle yapılan yiyecek tarifleri ve daha fazlası...

Baba el değirmeniyle kahve çekirdeklerini öğütür, kahve kabına koyar; anne de biraz sonra kahveyi pişirip getirir. Muhabbet saati başlar, kahveler eşliğinde. 'Aile saadeti' dedikleri bu olsa gerek. Evin küçük kızı Nurgül, bu değerli muhabbetin daimi üyelerinden biridir o zamanlar. Hal böyle olunca, henüz sekiz yaşındayken başlar Nurgül'ün kahve sevdası...

Misafire, eşe, dosta, akrabaya bir fincan acı kahve pişer yıllarca bu evde. Nurgül kahve yapmayı öğrenir. Her gün sabah ve akşam kahvesini ikram eder ailesine. Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır derler ya hani... Yıllar sonra bu muhabbete ithafen bir kitap yazar ve kahve sevdalılarına hediye eder. Nurgül Özkeser'in 'Yeşil Çekirdekten Fincana Kahvenin Serüveni'nde kahveye dair ne varsa bulacaksınız. Kahve nasıl yetiştirilir, pişirilir ve ikram edilir; bunlar sadece ilk kısmı. Osmanlı kahve zarfları, sarayda kahve ikramı, merasimleri tarihin eski sayfalarına taşıyor. Kahve hikâyeleri, manileri, tekerleme, deyim ve atasözleri; kahveyle yapılan yiyecek tarifleri de içerikte yer alıyor. Diğer kısmı ise Anadolu'nun farklı yörelerine has kahve çeşitlerini anlatıyor.

Tarsus'ta süvari kahvesi (tarz-ı hususi)
Tarz-ı hususi dedikleri, Tarsus usulü diye bilinen çay bardağında Türk kahvesi ikram şekli. Sunum tarzıyla dikkat çeken değişik bir Türk kahvesi türü aslında o. Ege Bölgesi'nde daha çok 'süvari', Akdeniz'de ise 'tarz-ı hususi' ya da 'tarsuzi' diye biliniyor. Kahve, klasik porselen kahve fincanı yerine ince belli çay bardağında ikram ediliyor. Pişirilmesi klasik Türk kahvesinden farklı değil. Genellikle sade (şekersiz) hazırlanıyor. Süvaride normal kahveye göre daha az köpüklü oluyor. Tarsuslulara özgü bir kahve ikram şekli olmamasına rağmen yanlış bir biçimde 'tarsusi' şeklinde söylendiği de görülüyor.

Manisa'nın cilveli kahvesi
Şehzadeler şehri Manisa'da eskiden, genç kızların evlilik çağına geldikleri zaman kendilerini görmeye gelen misafirlerine sundukları kahvenin adı zamanla 'cilveli kahve' olarak anılmaya başlamış. Zamanla bu süslü kahveyi yörenin kızları çok sevmiş ve sahip çıkmış. Cilveli kahve de zamanla içecek kültürümüzün bir parçası olmuş, ikramlarda başköşedeki yerini almış. Cilveli kahveyi diğer kahvelerden ayıran en büyük özellik, çifte kavrulmuş ve iri öğütülmüş badem ile iki çeşit baharat karışımının, fincana dökülmüş bol köpüklü kahve üzerine serpilmesi. Kahveyi içmeden önce bademler kaşıkla yeniyor. Bademler yenildikten sonra kahve içiliyor. Badem ezmesinin kahvenin dibine çökmemesi için mutlaka çifte kavrulmuş olması gerekiyor. Ayrıca kahve içilirken ara sıra kaşıkla karıştırılması gerektiği de önemli bir ayrıntı...

Kilis/Gaziantep'te menengiç (çedene) kahvesi
Hazırlanış şekli klasik Türk kahvesiyle aynı. Kahve çekirdeği yerine 'menengiç ağacı'nın meyvesi kullanılıyor. Menengiç ağacının koyu yeşil, küçük meyveleri oluyor. Bu meyveler ham iken kırmızı renkte olup olgunlaştıkça yeşile dönüyor. Nefis kokusuyla misafirlere ikram edilen güzel bir içecek. Hazırlanışı şöyle: 1 fincan su veya süt, 1 çay bardağı menengiç (çedene) kahvesi ve 2 çay kaşığı toz şeker olması yeterli. Orta ateşte kaynatılıyor. Bir iki defa karıştırıldıktan sonra tekrar kaynamaya bırakılıyor ve sıcak olarak içiliyor. Menengiç, yörelere göre çitlembik, çıtlık, çedene, çitemik, bıttım gibi farklı isimlerle anılıyor. İçerisinde hiçbir katkı maddesi bulunmayan menengiç kahvesi pek çok açıdan sağlığa faydalı olduğu için son dönemde tüketimi hızla artmış.

Antalya'nın çörekotu kahvesi
Çörekotu, Peygamber Efendimiz (sas) tarafından defalarca övülmüş, tavsiye edilmiş bir bitki. Çörekotunu hamur işlerimizde, salatalarda, çorbalarda kullanıyoruz. Kavrulmuş çörekotu, değirmende öğütülüp un haline getiriliyor. Kahve gibi pişirilerek içiliyor. Hazırlanışı şöyle: İçme suyu fincanla ölçülerek cezveye konulur. Her fincan için 2 çay kaşığı kavrulmuş çörekotu ile kavrulmuş nohudun un haline getirilip karıştırılmasından sonra arzuya göre şeker de ilave edilir. Kısık ateşte karıştırılarak pişirilir. Önce oluşan köpük, fincanlara dağıtılır. Kalan kahve bir süre daha pişirildikten sonra fincanlara doldurulur. Ayrıca çörekotu kahvesinin bir su bardağı sütle birlikte içilmesi tavsiye ediliyor. Oldukça lezzetli olduğu söyleniyor. İsteğe bağlı olarak bir miktar Hindistan cevizi de ilave edilebiliyor

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LINKWITHIN

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...